30 Aralık 2011 Cuma

En Yalnız Doğru



Önce seni ve benden
sonra aklı ve bedenden
ayırdılar
direnmeye fırsat vermeden
aklım gözlerinin buğusunda
bedenim yabancı bir günün doğuşunda
yalpalanırken
sorulacak en yanlış soruydu 
neden
ve yaşadığım en yalnız doğruydu
hasretin
....
rüzgar kırıp geçiyor
soğuğun yaltaklığında
ağaçlar dalsız
topraktan son suyunu içiyor
çaresizlikten kurumuş dudakları
bir fikre dalıyorum
yakın etsin diye uzakları
olmuyor
şimdi ben
düşünce bataklığında 
çırpınan bir akılsız



11 Aralık 2011 Pazar

Vakitlerden Veda



Günün aydınlık saatleri
başka bir şehrin ışıkları
demir bir parmaklık gibi
gökyüzünden inerek yeri deliyor
ellerim deliriyor
dönmek imkansız o bildik şehire
hasret koğuşunda 
çaresizlik voltaları adımlıyor
şaşkın gözlerim
artık
ayrı ışıklarla aydınlanıyor 
aynı semtin aşıkları
yüzümde saklı kuzey yıldızım
karanlık bastığında
bulacağım tek yön
sen
....
Güzel annem son kez öpüyor 
tuzlu yanaklarımdan
rüzgarla dövüşüyorum
kokusu kalsın istiyorum
alışana kadar 
aman vermiyor
kardeşim son kez kucaklıyor
iri elleriyle
ellerinde küçülüyorum
bir yarımı ona bırakıyorum
...
vakitlerden veda
ne ses var ne seda
yankısız bir boşluğa doluyorum
üstünü kapatıyorlar
gitmezsem olmazdı
gittim olmadı

8 Aralık 2011 Perşembe

Çığlıksız Bir Elveda



Sonbahar geldiğinde
sararan yaprakların
intiharını izleyeceğim
birer birer düşecekler
çığlıksız bir elvedayla
ayaklarımın dibi 
toplu bir mezarlık
yeşil günlerin 
kaybolmuş izleriyle
Sen gittiğinde
kendi sonbaharımı 
sarı yapraklarıyla örteceğim
ıssızlığın ortasındaki
yalnız bir ağacın
...
sensiz olmaz ki
yazı beklemeyeceğim 
yalnızlık içime sinmeyecek
ama ne çare
yeşilden sarıya dönen
bir hayat
sarıdan yeşile
dönmeyecek
..
gitme
yeşili çalma benden
bir kez öldüm
ölemem yeniden
sensiz sapsarıdır cehennem
terk etme





3 Aralık 2011 Cumartesi

Büyük Yanılgı




Muhtacım mı sanıyorsun
yaşamak için sana
yaşlanmak için zamana
öyleyse
büyük yanılıyorsun
henüz çok gençken
yaşlandı gözlerim
sensizdim
ama ölmedim